Sep 29, 2022
Personal
''Başarı; başarıyı elde eden insanları, gerek toplum nezdinde gerekse toplumsal beklentilere bağlı olarak kişisel dünyalarında bu çıtanın altına inmemek gibi bir mecburiyetle karşı karşıya bırakıyor. Bunu fark edemeyenlerin yaşadığı buhran içler acısı kıvranmaları da beraberinde getiriyor.'' Yeni kaleme aldığım blog yazımda kendimi daha önce pratik etmediğim bir yolla; bir blog yazısıyla ifade etmeye çalıştım. Uzun soluklu olmasını umduğum bu girişimin, blog yazısında daha detaylı bahsettiklerimin yanında, bana daha fazla geri bildirim sağlayacağını umuyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Başarılı olmanın ağırlığı, her şeyden daha az emin olan bir acemi olmanın hafifliği ile yer değiştirdi. Böylece hayatımın en yaratıcı olduğum dönemine girdim.”
Steve Jobs
Başlangıçların zor olduğunu çok kez hissetmiştim. İlk kez otostopla İstanbul’dan yola çıkıp Bursa’ya gittiğimde hissetmiştim mesela. Kendimi Van’da bulduktan sonra İran’ın bilinmezliğine doğru yine otostopla yola çıktığımda da hissetmiştim. Ya da zamanın zorladığı dönemlerin birindeyken kendimi ertesi güne aldığım biletle Tayland’a atarken de az zorlanmamıştım. Bununla kalmayıp otostopla seyahati bir de Tayland’ta yapmaya karar verdiğimde de kolay olmamıştı. Ama muhtemelen en zor başlangıçlardan birisi de Karavan360 için çıktığım yolculukla olmuştu. Bu sefer benim açımdan çokça bilinmezin bir araya geldiği bir dünyaya, startup dünyasına, yelken açmış olmanın zorluğunu yaşamıştım.
Ne bileyim işte, başlangıçlar zordur yani! Hep böyle zamanlarda kendisini gösteren; insanın kendisini konfor alanının dışına itmek zorunda olması, bunun getirdiği korku ve endişe, etrafta kabaran sesleri susturmasının gerekliliği, derinliğindeki iç sesine kulak vermesinin ya da kimileri için de tam tersine kendi iç seslerini susturmalarının zorluğu ya da muhtemelen sizin de aklınıza gelen nicesi…
Peki başlangıçlar böyle zorken bir insan hayatı kaç kez yeni başlangıçlara sahne oluyor olabilir?
Serdar Kuzuloğlu referansıyla, gelecek bilimcilerin söylediğine göre insanların gelecekte mesleki kariyerlerini bir başka meslek tercihleri için “terk edeceği” öngörülürken bunun insanlığın ilerleyen yaşam süresine de bağlı olarak gerçekleştireceği söyleniyor. Bugünse durum çoğumuz için biraz daha farklı. İnsanlık yaşamda yeni başlangıçlar yapmak için daha çok korkuyor daha az heyecan duyuyor. Birey arayışını sürdürürken yaşamın getirdikleri karşısında bir yandan da yeni bunalımları ile bir arada gelmeye devam ediyor. Ben de tam da bu noktada yaşamı: “olanı karşıla, düşün, karar ver, uygula, sonuçlandır ve yenisini karşıla” döngüsünde sürdürüyorum. İşte bu yüzden Steve Jobs’ın deyimiyle başarılı olmanın ağırlığı karşısında her şeyden daha az emin olan bir acemi olarak, öğrenme ve deneyimleme yolculuğuma devam ediyorum.
Başarı; başarıyı elde elden insanları, gerek toplum nezdinde gerekse toplumsal beklentilere bağlı olarak kişisel dünyalarında bu çıtanın altına inmemek gibi mecburiyetle karşı karşıya bırakıyor. Bunu fark edemeyen insanların yaşadığı buhran içler acısı kıvranmaları da beraberinde getiriyor. Üstelik bu onların daha önce elde ettikleri başarıyı başka alanlarda göstermelerinin de önüne geçiyor. Oysaki toplumlar, her zaman başarımızı kabullendikleri anda başarısızlıklarımızın üstünü çizme eğilimde olmuşlardır. Nihai amacını göz ardı ederek, toplumsal kaygılar ile beklentileri içselleştiren birey bu kodlarla hareket ederek başarısızlık ihtimalini büyüttüğünün de farkında değildir. Kişinin sağduyusuyla kendi değerleri yanında diğer insanların da değerlerinde ortaklaştığı noktada toplum ve kendisi için iyi olanı ortaya koyabilecekten bu ağırlık karşısında ezilmesi büyük bir talihsizlik.
İnsanlık doğa karşısında yaşadığı zorluğu teknoloji ile aşmaya başladığında bunun toplumsal süreçte başkaca zorlukları getireceğini hesap edememişti. Birey artık teknolojik gelişmelerin getirdiği bulanımlarla karşı karşıyaydı. Toplumsallaşmayla birlikte bireyin diğer insanlara karşı, kendisi ve yakın çevresinden başlayıp dışarıya doğru giden ve artan bir ilgisine de sebep olmuştur. Günümüzde bu ilginin teknolojik gelişmelerle de birlikte, özellikle facebook, instagram ve benzeri ortamların etkisiyle başka bir boyuta vardığını söylemek mümkün.
Nihayetinde; bu duygu ve düşüncelerle, sahip olduğum bilinç düzeyinde, şimdiye kadar heybeme kattıklarımla, benim için yeni olanın heyecanı ve korkusuyla başlayıp aynı duygularda süregelenin içinde, öğrenme ve keşfetme hevesiyle dolu bir şekilde başka bir başlangıcın içindeyim. Öğrendiklerimi paylaşma arzumu bir şekilde bir araya geldiğim herkesin fark ettiğine eminim. Dolayısıyla öğrendiklerimi, dertlerimi, tartışmalarımı, ilgilerimi ve deneyimlerimi farklı vesilelerle bağlantı içinde olduğum insanlarla yahut başkalarıyla bu sayede paylaşmaktan, bilinç yükseltme faaliyetini başka yollarla birlikte yürütmekten büyük bir keyif alacağımı biliyorum. Kendimi buradan ifade ederken bir yandan deneyimlerimi tek noktada toplamayı, sevdiğim ve paylaştığım kimi kitaplar ve öğrendiğim diğer şeyler üzerinden yeni temaslar kurmayı, gelişim ve dönüşümümü sürdürmeyi, kendime sistem kazandıracak yeni mekanizmalar kurmayı, internet ve teknolojinin bu engin denizinin üretken tarafında daha çok yer bulmayı arzuluyorum. Hepsinden önemlisi zihin dünyamı kurculayan bir başka konuyu daha pratikle buluşturmanın ve sonuçlarını kucaklamanın heyecanı ve merakı içindeyim.
Bu vesileyle, içinde olduğum arayışın daha da anlam kazanabilmesi için sizin duygu ve düşüncelerinizi dinlemenin, desteğinizi görmenin beni daha da motive edeceğini en samimi duygularımla bilmenizi isterim. Bunun için yorum bırakmak suretiyle ya da sahip olduğunuz diğer iletişim kanallarında sizinle bir araya gelmekten büyük bir keyif alacağım.